Dağılma gücünün katot verimine tesir ettiği aşikardır. Bir örnek verecek olursak, katot verimi %90 iken 4,3 A/dm² akım yoğunluğunda kaplama yaptığınızı varsayalım. 8,6 A/dm² katot akım yoğunluğunda bu verim yarıya (%45) veya biraz daha aşağıya düşer. Kaplama tankına düzensiz şekilli bir malzeme koyalım. Kaplamanın yüzey alanı yaklaşık 1 dm² ve ampermetreniz 4,3 amper okuyor ise kaplamada 4,3 A/dm²’ lik akım kullandığınızı düşünebilirsiniz. Fakat belki de aslında anoda daha yakın kısımlarda akım yoğunluğu 8,6 A/dm²’ ye kadar yükselmiş olabilir. Bu sebepten o kısımlardaki katot verimi sadece %45 olacak ve dolayısıyla anoda yakın kısımlardaki katot verimi de uzak kısımlardaki gibi %90 olsa idi kaplanacak metalin sadece yarısı kalınlığında metal kaplanacaktır. Bu durumda metal dağılımının veya dağılma gücünün dengelenme eğilimi vardır. Öte yandan, bazı durumlarda gözlendiği gibi eğer akım yoğunluğu arttıkça beraberinde verim de artsa idi dağılma gitgide daha dengesiz bir hal alırdı. O yüzden akım yoğunluğu değişiminin katot verimine nasıl etki ettiğini bilmek işinizin bir parçasıdır.

Elektrometal Kaplamanın Temel Prensipleri, Bölüm 2 Sayfa 34

POLARİZASYON

Polarizasyon dağılma gücüne aşağıdaki şekilde etki eder. Kaplama tankına düzensiz şekilli bir malzeme yerleştirdiğinizi düşünün. Çıkıntılı kısımlar girintili kısımlardan daha fazla akım çekecektir. Çıkıntılı kısımlardaki akım yoğunluğu, akım yoğunluğundaki artış nedeniyle polarizasyon direnci de yükselene kadar artacaktır (daha önce işlediğimiz polarizasyon konusuna göz atın) ve bu olduğunda artık çıkıntılı kısıma doğru daha az akım akacaktır. Bunu bir otomatik akım kalkanı gibi düşünebiliriz. Akımın daha fazla aktığı yerlerde polarizasyon nedeniyle kaplama çözeltisi kendi kalkanını oluşturur ve buralarda elektriksel direnç yükseldiğinden buralarda daha az metal kaplanmaya başlar.

Bazı çözeltilerde bu KENDİNDEN KORUMA KALKANI diğerlerine göre daha yüksek derecededir (daha fazla polarizasyon gösterir). Bu çözeltiler diğer çözeltilerden daha yüksek dağılma gücüne sahiptirler. Bu yüzden bir siyanürlü bakır çözeltisi asitli bakır çözeltisine nazaran daha iyi dağılma gücüne ve metal dağıtımına sahiptir. Sıradan asitli kaplama çözeltileri, daha karmaşık yapıdaki alkali veya siyanürlü kaplama çözeltilerine göre dağılma gücü bakımından daha zayıftırlar. Buna ilave olarak, kullanılacak bazı organik ya da inorganik bileşikler katot yüzeyinin belli bölgelerine çekilecek ve polarizasyonu artıracaktır.

DAĞILMA GÜCÜ NASIL ÖLÇÜLÜR

Dağılma gücü çeşitli değişkenlere göre farklı değerler alabildiği için hatasız bir ölçme yöntemi mevcut değildir. Sadece yaklaşık veya göreceli tespitler yapılabilir fakat bunlar da bir kaplama banyosundaki dağılma gücü hakkında göreceli olarak oldukça iyi fikir sahibi olmamıza yeterlidir. Dağılma gücünü test etmek için kullanılan en basit yöntem EĞRİ KATOT TESTİ’ dir. Şekil 32’ de gösterildiği gibi dik açıyla bükülmüş metal levhanın bir kısmı kazınır ve banyoya katot olarak bağlanır. Levhanın eğri kısmı dağılma gücünü ölçmede kullanılır ve banyonun çalışma şartları hakkında size fikir verir (krom kaplama bölümüne bakın). Bu test yöntemi çoğu kez krom kaplama banyosundaki sülfat oranını tayin etmek için kullanılır.

Dağılma gücünü test etmek için HULL CELL (KABI) (Şekil 33), OYUK (KAVİTASYON) KABI (Şekil 34) ve HARING KABI gibi başka yöntemler de vardır. Bu yöntemler ilerde kullanılmalarını gerektiren konular işlenirken ayrıca ele alınacaktır.

KAPLAMA GÜCÜ

Kaplamacılar tarafından bazen KAPLAMA GÜCÜ deyimi yanlışlıkla DAĞILMA GÜCÜ’ nü ifade etmek için kullanılmaktadır. DAĞILMA GÜCÜ deyimi yukarıda anlatıldığı üzere kaplanan metalin katot üzerindeki dağılımından bahsederken kullanılır. Şöyle ki, metal üzerindeki oyuklarda çıkıntılı yerlere nazaran daha az olsa da biraz metal kaplanacaktır. KAPLAMA GÜCÜ deyimi ise belli çalışma şartlarında kaplama yaparken bazı metallerin diğer metal üzerine hiç kaplanmadığı durumlarda kullanılır.

Yani burada belli bir metalin bir başka metal yüzeye kaplandığı durum sözkonusudur. Şimdi burada bahsedilen önceki ve sonraki iki metal deyiminin aynı şeyi ifade ettiğini düşünüyor olabilirsiniz. Mesela, bir siyanürlü çinko banyosunda pik döküm demir üzerine çinko kaplamaya çalışırsanız, bütün gün kaplama yapsanız bile pratikte hiç kaplama yapılmayacaktır. Sadece bazı noktalarda çok az çinko kaplama izlerine rastlayabilirsiniz. Bunun nedeni normal siyanür banyosunda (muhtemelen grafit mevcudiyeti nedeniyle) pik döküm demirin yüzeyine hidrojen gazının çinko iyonuna göre Elektrometal Kaplamanın Temel Prensipleri, Bölüm 2 Sayfa 35 daha kolay kaplanmasıdır.

Hidrojenin eşik gerilimi çinkonun kaplanması için gereken potansiyelden daha düşüktür. Buna benzer çeşitli örnekler verilebilir. Neyse ki, bu açmazı çözmek için değişik yollar mevcuttur. 6-10. derslerde sırası geldikçe anlatılacaktır.

DAĞILMA GÜCÜNÜ KAPLAMA GÜCÜ İLE KARIŞTIRMAYIN.